Skip to content

Bilimsel etikten asla ödün verilmez

Prof. Dr. Tayfun Uzbay ile Destek Yayınları’ndan çıkan kitabı Görünmeyen Beyin hakkında konuştuk.

“GÖRÜNMEYEN Beyin” adlı kitabınız çok ilgi gördü ve genişletilmiş yeni baskısıyla raflardaki yerini aldı. Öncelikle yeni neler var kitapta, bunu öğrenebilir miyiz?

Beyin, bilimcilerden sıradan insana kadar herkesin ilgisini çekmeye devam ediyor. Beyin araştırmaları, bilimin yeni bilgi akışı en yoğun ve sürekli yenilenen alanlarının belki de başında geliyor. Kısa süre önce önemli bir parçası eksik olduğu için hatalı yorumladığımız bir bilgi bugün geçersiz olabiliyor. “Görünmeyen Beyin” ilk baskısını 2017 yılında yaptı. Okuyucunun ilgisiyle kısa sürede ilk üç baskısı tükendi. Dördüncü baskıya girerken bazı güncellemeler yapıldı ancak bunlar çok detaylı değildi. Dördüncü baskı da kısa sürede tükenince beşinci baskı için detaylı bir güncelleme söz konusu oldu. Dördüncü baskıya eklenen konular ve güncellemeler detaylandırılırken, “insan beyninin anne kartımdan itibaren yaşam boyu gelişim ve değişim süreci”, “din ile beyin veya inanç ile beyin ilişkisi”, “kuantum beyin ya da nörokuantoloji”, “yapay zekâ”, “beyin araştırmalarının geleceği” ve “mental doping” gibi konular ele alındı. Çok güncel bir konu olan “Covid-19 beyin ilişkisi” ve önceki baskılarda çok kısa geçilen “travma sonrası stres bozukluğu” gibi konularla kitap güncellenirken içeriği de zenginleşti. Böylece beşinci baskıya 100 sayfadan fazla yeni Prof. Dr. Tayfun Uzbay ile Destek Yayınları’ndan çıkan kitabı Görünmeyen Beyin hakkında konuştuk ilave bilgi girdi. Bilimi, popüler bilim yaklaşımıyla ele alsanız bile bilimsel etikten ve kurallardan ödün vermeden çalışmanız şart. Bu tip kitapları baskıları yenilendikçe yeni bilgilerle güncellemek gerekiyor.

FARKLILIK YARATMAK

• Kitabınızdan hareketle beynimizin görünen ve görünmeyen yönleri olduğunu söyleyebiliriz: Siz de böyle bir bölümlendirme yapmışsınız zaten. Peki, görünmeyen nedir?

Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısından itibaren beyin işlevleriyle ilişkili devrim niteliğinde çok önemli buluşlar yapıldı. Ancak beyinle ilişkili hâlâ bilemediklerimiz de var. Alan son derece popüler. Disiplinler arası bağlantılar da söz konusu. İlgili ilgisiz birçok kişi beyin ve insan davranışı üzerine konuşup yazıyor. Bunların önemli bir kısmı maalesef kanıta dayalı bilgiden yoksun. Öte yandan mevcut bilgiyi eğip bükerek ilgi çeken abartılı veya hatalı çıkarımlarla şehir efsanelerine neden olanların ve buna bağlı ortaya çıkan safsatalarm sayısı da az değil. “Görünmeyen Beyin”in temel amacı, okurlara beyinin bilinenleriyle bilinmeyenlerini anlaşılır biçimde sunmak ve bilinenlerle bilinmeyenler arasmda bir farkındalık yaratmaktır.

• Gelecekte beyin üzerine araştırmalar ne yönde ilerleyecek?

Gelecekte beyin araştırmalarının birçok farklı disiplinin iş birliği içinde etkili bir şekilde sürdürüleceğini söyleyebilirim. Beyin araştırmalanna yapılan yatınmlar, bu alanı geleneksel ve sınırları belli bir bilimsel alan olmaktan çıkardı. Bugün nörobilim askeri kanadı da kapsayan milyarlarca dolarlık devlet harcamalannı, farklı disiplinlerden çok geniş bir araştırmacı topluluğunu ve büyük bir ilaç endüstrisini içinde barındıran devasa bir sektör durumuna geldi.

BEYİN ALANINDAKİ GELİŞMELER

BUGÜN veri zengini ama teori yoksunu bir durumdayız. Geleceğe bakarken üzerinde kafa yorulması gereken en önemli konu, bu verilerin geçerli teorilerle beyni anlamaya ve hastalıkların etkili tedavisine yönelik çözümler oluşturmasıdır. Gelecekte beyin alanındaki gelişmeler parası ve imkânı olanlar için bir anlam ifade edecek gibi görünüyor. Bu nedenle beyin araştırmalarından çıkan sonuçların insanlığın gelişimine ve insanların daha özgür ve mutlu olmasına katkı sağlayabilmesi için etik hassasiyetlerden de taviz verilmemesi gerekir. Gelecekte önemli beyin hastalıklarının tanı ve tedavisine yönelik belirgin gelişmelerin gerçekleşeceğini şimdiden öngörebiliriz. Ancak görünmeyen beyini görünür kılma, yapay beyin üretme, dışarıdan herhangi bir ilaç veya madde vermeden beyni ve/veya düşünceyi değiştirme gibi konuların, insanı anlamaya dayalı yeni bir hukuk sisteminin ve daha barışçıl, birbirini anlayan insan ve toplumların oluşması gibi hedeflerin ne ölçüde ve nasıl gerçekleşeceğine muhtemelen yine insan beyni karar verecek.

 

Dosya Başvurusu

Bu alana dosyanızı yükleyiniz.