Skip to content

Covid-19 geleceğin inşasında ve insanlığın geleceğinde yerini alacak

• Kitap, Türkiye’de normalleşmenin başladığı ayda, haziranda yayımlandı. Tam da “Covid-19 kitabı yapalım, çok okunur” düşüncesiyle onlarca kitabın çoktan yazıldığı bir sürecin ortasına düşse de nitelik kaygısı dikkat çekiyor. Yazarına göre bu kitabın diğerlerinden farkı nedir?

Evet, bu bir piyasa kitabı değil. Zor bir kitap. Aklını kullanan, düşünmeyi seven ve düşünmenin sorumluluğundan hoşlanan, muhakeme yapmayı, bilinç üretmeyi sevenlerin hoşlanacağı bir kitap. Zaten bir piyasa kitabı yazmayı ise kendime, Abdullah Ağar’a yakıştıramazdım. Zoru tercih ettim. Göbeğimi çatlatması gerekiyordu. Çatlattı da! Nitelikli olması, farkındalık yaratması, fayda, bilgi ve bilinç üretmesi gerekiyordu. Okura da saygısızlık edemezdim. Bu bir veri, bilgi, bilinç ve muhakeme kitabı.

GERÇEĞİ OKUMAYA ÇALIŞTIM

Ben bu kitapta tahminciler, komplocular, entrikacılar, fütüristler, ruhbanlar gibi canımın çektiği gibi bir sahne kurmadım, canınım çektiği gibi bir senaryo yazmadım, sahneye yerleştirdiğim oyuncuları canınım çektiği gibi oynatıp canınım çektiği bir sonuç çıkarmadım. Kurulan sahneyi, senaryoyu, oyunu ve oyuncuları, velhasıl gerçeği okumaya çalıştım. Gerçeğin acı veren ama iyi gelen parametrelerini görmek ve göstermek istedim.

• Önsözde “Allah’tan salgının yayılma hızı, etkileme şekli ve öldürme oranlan devletleri, toplundan ve bireyleri çok çaresiz, korku ve panik içinde bırakmadı” yazmışsınız. Geçen iki ay içinde farklı gelişmeler ve yaklaşımlar oluştu. Bugün bu düşünceniz halen aynı mı?

Salgın aslında bir şifa! Agresif, ters açıdan, farklı ve keskin bir bakış açısı farklılığıyla tabii. Biz salgını hep ürettiği riskler, tehditler, kısıtlamalar, zararlar, yokluklar, istikrarsızlıklar üzerinden okuduk. Peki ya salgın belki de hiç bilemeyeceğimiz öngöremeyeceğimiz çok daha büyük yıkımların, kötülüklerin, yok oluşların, tehditlerin önüne geçtiyse! Örneğin baksanıza, dünyada kendi istedikleri gibi bir kıyamet kopartmak isteyen Armegedoncular, Milenyumcular, Melheme-i Kübracılar, Megido Dağcılar, Büyük Savaşçılar nasıl çil yavrusu gibi dağıldılar! Bir diğer tarafıyla salgında “Biz nerede hata yaptık, insanlık nerede hata yaptı” gibi can aha soruların yanıtını bulmaya dair koca koca fırsatlar var. Sonuçta nereye gittiğimiz ortada. Salgın “Durun” dedi, “Biraz es verin!” Bence salgın Allah’ın insanlığı dizayn etmede kullandığı bir aygıt.

PEK ÇOK FIRSAT SUNUYOR

Salgın karşısında kaçmaktan/tedbir almaktan başka yapabileceğimiz hiçbir çare yok. Ve bir aşı, ilaç, tedavi üretmek için çırpınıp duruyoruz. Bu gelişmek, evrimleşmek demek aynı zamanda. Daha pek çok fırsat sunuyor bize. Aynı zamanda bir vekil savaşçı. Allah bize resmen dedi ki, “İnsanları ve insanlığı öldürdüğünüz vekaletler savaşı mı? Alın size vekaletler savaşı, vekaletler savaşçısı!” Bir başka açıdan kendisine meydan okuyanlara, insanları ve insanlığı dizayn etmeye çalışanlara, kıyamet savaşı çıkartmaya dedi ki Tanrı: “Dizayn öyle yapılmaz, böyle yapılır, kıyamet sizin istediğiniz zaman kopmaz, benim istediğim zaman kopar!”

• Covid-19’u küresel gündemin geçmişinden bugününe ve yarınına uzanan bir eğriye yerleştiriyor ve dünyada olup biten gelişmelerden bağımsız görmüyorsunuz. İnsanlar bunun bir operasyon mu yoksa yaptıklarımızın doğal bir sonucu mu olduğu tartışmasına sıkışmışken bunun ötesinde bir yerden bakma ihtiyacını neden duydunuz?

Çünkü insanlığın farklı bakış açılarına ihtiyacı var. Sorunu çözemiyoruz. Tıkandı kaldı insanlık. İnsanlık da tıkandı, yaşayış da tıkandı, din de tıkandı, değerler de, ilkeler de, hedefler de, kavramlar da, inançlar da, kurduğu düzen de tıkandı. Farklı paradigmalara, bakış açılarına, çözümlere, gerçek doğrulara ve inançlara yönelmeye ihtiyaç var. İnanç açısından bakıldığında indirilmiş ayetlerle (Kuranla), yaratılmış ayetler (evren) ve yaşayan ayet (insan) arasında bir uyuma ihtiyaç var. İnsan yok olmuyor. Her iki boyutta (dünyada ve mahşerde) geleceğini de yok ediyor.

EN KÖTÜSÜYLE YÜZLEŞMEK ZORUNDA KALIRSIN

Siz mesleğiniz, birikiminiz itibarıyla daha stratejik bir yerden yorumluyor, “komplo teorileri”ni eleştiriyorsunuz. Öte yandan bakış açınız itibarıyla sizi de mutlaka komplo teorisi üretmekle eleştirilenler olmuştur. Ne dersiniz bununla ilgili?

ÖFKE DAHİ ÜRETEBİLİRSİN

Benim işim; işi, gerçeği, düşmanı, karşıt gücü, sorunu, tehdidi, “kudreti, kabiliyeti, kapasitesi, aklı, zekası, kurnazlığı çerçevesinde” en kötüsünden ve en zor tarafından görmek. Çünkü önünü alamaz, evvelden engelleyemezsen genellikle değil kesinlikle en kötüsü ve zoruyla yüzleşmek zorunda kalırsın. Tehdidi doğru okumak, anlamak çözümü de, zaferi de beraberinde getirir. Bununla birlikte buna dair analizler bir karamsarlık, bir umutsuzluk, hatta bir öfke dahi üretebilir. Bu bağlamda gerçeğin acılığından, yakıcılığından ve ağırlığından kaçanlar, komploculuk dahil hayalperestler, kurnazlar, fırsatçılar beni her şeyle suçlayabilirler. Yapıyorlar da zaten.

 

Umarım doğrular ve iyiler kazanır

 

• Siz bugünkü medeniyetin ve güncel gelişmelerin nereye varacağını öngörüyorsunuz? Bizi bir yıkım mı yoksa acı verici bir dönüşüm mü bekliyor?

Covid-19 son derece etkili, derinden ve sessiz bir şekilde geleceğin inşasında ve insanlığın geleceğinde yerini alacak. Önemli olan bunu anlamak, anlamlandırmak, dünyanın ve geleceğin inşasında kendi sorumluluğumuzu üstlenmek. Bu aynı zamanda kendimizle birlikte insanlığın kurtuluşuna katkı sağlayacak adımları atmak, hamleleri yapmak, bilgi, bilinç ve inancı üretmek demek. Bütün jeopolitik taşlar yerinden oynadı, üstüne üstlük yer değiştirmeye başladı. Bu bir yükselen/alçalan güçler, devletler, inançlar, kavramlar, değerler süreci. Ümit ederim doğrular ve iyiler kazanacak.

 

Dosya Başvurusu

Bu alana dosyanızı yükleyiniz.